DOLAR 32,4495
EURO 34,5113
ALTIN 2473,927
BIST 9559,92
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Gaziantep °C

Maden mühendislerinden dikkat çeken Kaz Dağları raporu: Yapılan genel maden çalışmalarından farklı değil

Maden Mühendisleri Odası Genel Merkezi, Kaz Dağları’ndaki altın madenciliği ile ilgili çarpıcı bir ön inceleme raporuna imza attı. Raporda, 2007 yılında yine Kaz Dağları ile ilgili hazırladıkları kapsamlı rapora atıf yapılarak, Kaz dağlarında yapılan maden arama ve sondaj çalışmalarının genel olarak yapılan maden arama çalışmalarından farklı olmadığı belirtildi. Ön inceleme raporunda, “Her şeye rağmen madencilik yapılsın düşüncesi ne kadar yanlış ise hiçbir şekilde madencilik yapılmasın düşüncesi de en az o kadar yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır” denildi.

Maden mühendislerinden dikkat çeken Kaz Dağları raporu: Yapılan genel maden çalışmalarından farklı değil
09.08.2019
64
A+
A-

SELAY BURÇE AKINCI

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’ne bağlı Maden Mühendisleri Odası’nın (MMO) Genel Merkez ve İzmir’de oluşturduğu çalışma grupları, çevre duyarlılığı olan vatandaşlarımız hariç, son dönemlerde bazı kesimlerin özellikle sosyal medya üzerinden provokasyon amaçlı gündeme getirdiği Kaz Dağları’ndaki Milli Parka 40 km uzaklıkları alanda bir inceleme yaptı. MMO’nun çalışma gruplarının 31 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında bölgede yaptıkları inceleme sonucunda  bir ön inceleme raporu açıklandı. Bu raporda, faaliyetin hem risklerine, eksiklerine hem de yapılan kara propagandaların gerçeği yansıtmadığına dikkat çekildi. Raporda 2007 yılında yine aynı bölgede yapılan incelemeye atıf yapılarak o rapordaki şu hususlar hatırlatıldı:

– Kaz dağlarında yapılan maden arama ve sondaj çalışmalarının genel olarak yapılan maden arama çalışmalarından farklı değildir.
– Tüm maden aramalarında olduğu gibi altın madeni arama faaliyetlerinin herhangi bir aşamasında siyanür kullanılmamaktadır.
– Altın arama çalışmaları milli park alanlarının dışında yapılmaktadır.
– Her sondaj için 100-300 metrekarelik alan kullanılmakta olup sondaj çalışmalarında su ve bentonit dışında başka bir devir daim sıvısı kullanılmamaktadır.
– Sondaj çalışmaları sonucu çevreye aşırı bir zarar verilmediği, yapılan çalışmaların Orman Müdürlüğü‘nün izni dahlindedir.

(Maden sahası Milli Parka 40 km uzaklıktadır)

Saptanan bu hususlar 20 Kasım 2007 tarihinde TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştır. Yönetim Kurulumuz bu rapora ve kapsamına aynen katılmaktadır.” Son incelemenin ocak işletme alanı, ÇED raporu ve fizibilite raporu üzerinden gerçekleştirildiğinin altı çizilen ön inceleme raporunda tartışmalara neden olan siyanür kullanımı, ağaç kesimi ve Atikhisar Barajı gibi konulara da detaylıca yer verildi.

“SİYANÜRLE ALTIN ARAMACILIĞI” DİYE BİR OLGU YOKTUR

Kamuoyunda yaygın olarak telaffuz edilen siyanürle altın aranacak bilgisinin oldukça yanlış olduğuna değinilen raporda;  “Maden arama çalışmaları sırasında siyanür kullanılmamaktadır. Yani “siyanürle altın aramacılığı” diye bir olgu yoktur. Siyanür, maden işletmeciliği sırasında altının cevherden ayrıştırılması için yapılan liç işleminde kullanılmaktadır. “ ifadelerine yer verildi.

Buna ek olarak liç işlemi için kullanılan siyanür miktarının da uluslararası bir prosedür çerçevesinde hazırlanan “Siyanür Yönetim Planı” içerisinde yer aldığı belirtildi.

BARAJ, MADEN SAHASINA 14 KM MESAFEDE

Çanakkale halkının ısrarla üzerinde durduğu bir diğer konu da altın madeni işletmesinin Atikhisar Barajı’na etki edip etmeyeceği meselesiydi. 

Maden sahasının, Çanakkale ilinin tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı’nı etkileme olasılığı konusundaki riskler ile alınan önlemlerin incelendiği belirtilerek: “Söz konusu barajın maden sahasına yatayda 14 km. mesafede bulunduğu, maden ocağının en alt seviyesi ile Barajın en yüksek seviyesi arasında yaklaşık 200 metrelik bir kot farkı olduğu (ocak barajdan 200 metre daha yüksektedir), bununla birlikte ocağın yeryüzü sularının akış yönünün Atikhisar Barajı ile farklı olması nedeniyle bunun mümkün olmayacağı kanaatine varılmıştır.” diye vurgulandı.

AĞAÇ KESİM ALANI ÇED RAPORU SINIRLARIYLA AYNI

Konuya ilişkin yine farklı bilgilerin yer aldığı ‘kesilen ağaç sayısı’ meselesine de raporda yer verildi. 

Kamuoyunda altın madeni işletmesi için 195.000 ağaç kesildiği iddialarının dolaşırken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum konuyla ilgili yaptığı bilgilendirmede “Söylendiği gibi 195 bin ağaç kesilmemiştir. 13 bin ağaç kesildiği belirlenmiştir. 13 bin ağaca ilişkin hemen 14 bin fidan dikimi sağlanmıştır.” demişti.

Çalışma grubunun, firma yetkilileriyle de bu konuyu görüştüğü belirtildi:

“Firma yetkilileri kesilen ağaç sayısını kendileri tarafından da bilinmediğini kesim işlerinin tamamının Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapıldığı, ancak kesim alanı sınırlarının ÇED Raporu sınırları ile aynı olduğu ifade edilmiştir. 

Çalışma Grubumuz tarafından yapılan incelemede bütün işletme sınırları birebir incelenememiştir. Ancak inceleme yapılan bölgelerde kesimden önce kesimin sınırlarını belirlemek için yapılmış olan sınır işaretleri tespit edilmiştir.”

Yetkililer ayrıca, kesilen ağaç sayısındaki farklılığın ağaç tanımlamasındaki farklılıklardan kaynaklanmış olabileceği değerlendirmesinde bulundu.

MADENCİLİKTE SEÇME ŞANSI YOKTUR

Raporun sonunda yer alan genel değerlendirme bölümünde ise; “Ekonomik rezervler belirli bölgelerde yoğunlaşmışlardır. Bu nedenle, madencilikte yer seçme şansı yoktur. Madenlerin bulunduğu yerde işletilmesi zorunludur. Yapıldığı bölgelere sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlayan madenciliğin, emek yoğun bir faaliyet olduğundan istihdamı artırıcı, kırsal kesimden göçleri önleyici ve gelir dağılımını düzenleyici bir etkisi bulunmaktadır” diye belirtilerek maden arama ve üretiminin önemi vurgulanarak şöyle denildi: “Yaşadığımız süreçte çevresel sorunları ve toplumsal duyarlılıkları dikkate almadan madencilik faaliyetlerini sürdürmek mümkün değildir. Ancak maden mühendisliği bilim ve tekniği yaşanmış ve yaşanması muhtemel sorunları çözecek bilgi birikimine ve teknolojiye sahiptir. Bu nedenle her şeye rağmen madencilik yapılsın düşüncesi ne kadar yanlış ise hiçbir şekilde madencilik yapılmasın düşüncesi de en az o kadar yanlış ve tehlikeli bir yaklaşımdır.”

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.